11 Ağustos 2014 Pazartesi

O'ndan Benden Biz'den 2..

        Gece öyle huzurlu bir uykuya dalmışım ki sabah 6 gibi zorlanmadan uyanmıştım bile. Demek ki mutluluk her şeye yarıyor. Babam kahvaltı yapıyordu dolayısıyla hazırlanma aşamasına geçemezdim.
        *Niye kalktın bu saatte kızım. 
Uykum kaçtı dediğim de suratı düştü.
        *Bişi mi oldu kızım bak saklama benden söyle.
Kurban olduğum öyle düşkün ki bana az yüzüm düşse yada gözümden bir damla yaş düşse ne yapacağını şaşırıyor beni bir nebze güldürmek için. Babam başkadır benim. Bende bambaşkadır. Ne şanslı bi kızdım ben. Gözünün içi gülsün diye dünyayı ucundan ateşe verecek iki adama sahiptim. Bir şeyim yok yavrum akşam kahveyi fazla kaçırdım sanırım diyiverdim. Baktım yüzü güldü. O gülerken benim içim aydınlandı.
Kahvaltısını bitirip sofrayı toplamaya kalkışacaktı ki;
-Bırak yavrum ben hallederim.
*Yok sen yorulma kızım hadi git uyu, uykun kaçmasın iyice. 
- Baba bırak hadi git üstünü giyin sen.
* Peki cadı kızım..(Güleç yüz)
Cadı kızım dedi bana :) Bende kızıma cadı kızım diyorum. Nesilden nesile ilerliyor demek ki. Tertipli bir adamdır kendisi. Sofrasını  toplamadan gitmez. Ama hani ben uyanmışım bırak hizmet edeyim. Gönlünü hoş tutayım. Bırak seni mutlu ederken mutlu olayım.
        Babamı yolcu edip, haldır haldır odama koştum bu sefer ne giyeceğim telaşı başladı. Bi kaç bakıştan sonra karar vermiş bulundum. Zira omudur bumudur diye çok düşünüp kafayı yiyen hatungillerden hiç olmadım :)
        7:30 da evden çıkmıştım. Sevdiceğim sitenin biraz ilerisinde bekliyordu beni. Orada olduğunu biliyordum ya, sanki bütün şehir , bütün sokaklar O kokuyordu. Kalbim nasıl ürkek bir kuş gibi çırpınıyordu heyecandan. Sanki ilk kez görecekmişim gibi. İçimde kelebekler uça uça döndüm beklediği sokağa. Arabaya yaslanmış, beni arıyordu gözleri. Fark ettiğinde ki gülümseyişi paha biçilemezdi. Beklemedi yanına kadar gitmemi. Bana doğru koştu, sarıldı. Kandırmaya çalışıyordu ruhuna kokumu. Kana kana su içermiş gibi çekti içine nefesimi. Kemiklerim çıtırdayacaktı, o derece sıktı kollarıyla bedenimi. Dur beni öldüreceksin dememi bekliyordu. Ama demedim. Ondan gelen her şeye razıydım ki.
        Kahvaltı yapmak için Büyükçekme sahiline gittik. Denize nazır bir kahvaltı yapıp " Hadi biraz ayaklarını denize sok" dedi. Çocuk gibi sevindim. Aslında dilimin ucundaydı ben söyleyecektim. Fakat kıskançlık yapar canımızı sıkar diye vazgeçmiştim. O hesabı öderken ben kumsala doğru ilerlemiştim çoktan. Converse'lerimi elime alıp sıyırdım paçaları dize kadar. Dikkatinizi çekerim dize kadar :) Şapırt şapırt suya bulanmışken , bana doğru gelen gergin bir surat gördüm. Neye kızdı ki şimdi Bu diye düşünürken bombayı patlatmıştı çoktan.
+ "Daha yukarı çekseydin paçalarını!! Az olmuş bu.!!!" 
- Dizime kadar sıyırdım aşkım farkında mısın ?
+ Senin diz kavramın buysa Gözümü üzerinden ayırmamam lazım ufaklık.
Ufaklık lafını bayadır kullanmıyordu bana. Bi an bunu özlediğimi fark ettim. Büyüdüğümden miydi neydendi bilmem ama uzun zamandır ilk kez ufaklık dedi. Gülümsetti.
+ Bak bide gülüyor.!!
- Ufaklık demene güldüm hayatım. Bayadır duymamıştım senden bunu. Hoşuma gitti.
+ Bak bi de kendince ödül bulmuş. ( Gülümsedi ve eğilip paçalarımı dizimden aşağı doğru kıvırdı.)
        Ayakkabılarımı aldı elimden, diğer eliyle elimi kavradı. Cümle aleme bağırır gibiydi hareketleri Bu kadın benim. Kalbi bana ait.
        Sahilde biraz daha zaman geçirdikten sonra Hadi gidiyoruz dedi ayakkabılarımı giydirdi, bağladı. Allah'ım sana geliyorum dedim içten içe. Bi adam ayakkabı bağlarken de bu kadar yakışıklı olabilir miydi?Olurdu ve benimdi.
+ Hadi kal Hatun, ruhunu okşadık birazda içini okşayalım.
- Hıı !! ??? Ney..
        Cevap vermedi. Bende sormadım. Bu şekil elimden tutup dünyanın öbür ucuna götürse nasıl olsa giderdim. Soru sormaya ne gerek vardı. Araba sürerken pek konuşkan değil kendisi. Fakat bakışlarını sürekli üstümde tutardı. Kırmızı ışıkta falan dururken diğer araçların gözleri arabayı okşarken sinirli sinirli Siyah film çektireceğim senini yüzünden camlara diye söylenirdi her zaman. Keyfime keyif katardı lafları.
        Durduğumuz yer tam olarak lunaparktı. İçindeki çocuğa sevgiler matmazel diye hınzır bir gülümsemeyle kapımı açtı. Hamile olduğumu sanmıyorum diye iğrenç bi espiri yaptım. Yinede güldü. Gülümsedi ve ben tekrar aşık oldum.  Ah be adam böyle de  güzel gülünmezdi ki.
        Çocuk gibi eğlendim gerçekten. Oda beni izlerken eğlendi eminim. Benimde O'na bir sürprizim vardı üstelik ama daha zamanı gelmemişti. Akşam yemeğini evde yiyelim dedik :) Yine yarım kalan yemeklerimize bir yenisini ekledik. Öyle özlemişiz ki Bir bütün olmayı. O'nun, hani yeni doğan bebeğe dokunmaya kıyamazsın, inciltmekten korkarsın hani, bana dokunurken öyle ürkekti hareketleri.
+ Eve geç kalmayım hatunum 
- Kalmayız bebeim.
+ Hazırlanalım o zaman Aşk.
- Uyumaya mı bi tanem?
-  Eve geç kalmayalım hatun dedim!!
- Bende bu gün senle uyuya bileceğimi söyledimm...
        Şaşkınken de çok sevimliydi. Aklında tilkiler dolaşırken de :))

4 yorum:

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.. ^_^